2004 yapımı Terminal filmi, Viktor Navorski’nin trajikomik hikayesini beyaz perdeye taşırken, havaalanlarında mahsur kalan yolcuların yaşamlarına dikkat çekmişti. Bugün ise havacılık sektörü, INAD (inadmissible passenger) yolcu olarak bilinen ve gittiği ülkeye kabul edilmeyen yolcuların oluşturduğu zorluklara teknolojik çözümlerle yanıt veriyor.
Bir yolcunun giriş yapmak istediği ülke tarafından kabul edilmemesi, havayolları için büyük bir maddi ve operasyonel yük yaratıyor. Yolcunun geri dönüş bileti düzenlenmesi, sınır polisi eşliğinde geri gönderilmesi gibi süreçler, hem zaman kaybına hem de ciddi maliyetlere yol açıyor. Bu durumun arkasındaki en önemli sebep, ülkeler arasında değişkenlik gösteren binlerce seyahat dokümanı regülasyonu.
Havayolu endüstrisinin bu karmaşıklığı çözmek için sunduğu en güçlü araçlardan biri, IATA Timatic Autocheck 4.0 sistemi. Sistem, yolcunun pasaportu, vizesi, oturum kartı gibi dokümanlarını, uyruğu ve varış ülkesi kurallarıyla eşleştirerek, yolculuk öncesi giriş uygunluğunu analiz ediyor.
Timatic 4.0 entegrasyonunun sonuçları:
• Tüm check-in kanallarında (kontuar, web, mobil, kiosk) kullanılan bu karar destek sistemi, yolcunun seyahat dokümanlarını gerçek zamanlı değerlendirerek, uçağa binmeden önce giriş problemlerini önceden tespit ediyor.
• INAD yolcu sayısında %50’ye varan azalma sağlandı.
• Pasaport ve vize kontrollerinin check-in aşamasına taşınması, boarding sürelerini kısaltarak zamanında kalkış oranlarını artırdı.
Bu proje, sadece havayolu şirketlerine değil, yolculara da sorunsuz bir seyahat deneyimi sunarak sektöre önemli katkılar sağladı. Projenin hayata geçmesinde emeği geçen tüm IT ekibine teşekkür edilerek, bu çabanın gelecekteki seyahat projelerine ilham kaynağı olacağı belirtildi.
Sorunsuz seyahatin kapılarını aralayan Timatic 4.0 sayesinde, Viktor Navorski hikayeleri artık bir filmde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.