ABD Başkanı Donald Trump, 2017 yılında uygulamaya koyduğu ve kamuoyunda “Müslüman yasağı” olarak bilinen seyahat kısıtlamasından ders çıkardığını belirterek, 2025 yılında yeni bir seyahat kısıtlaması kararı aldı. Ancak bu yeni adım, kamuoyunda ve uluslararası arenada yeni tartışmaları beraberinde getirdi.
Trump, yeni kısıtlamaları, Colorado’nun Boulder kentinde bir Mısırlı’nın Yahudi karşıtı bir protestoya saldırması gibi olaylara atıfta bulunarak savundu. Ancak eleştirmenler, bu tür bireysel olayların tüm bir ülke vatandaşlarına yönelik genel kısıtlamaları haklı çıkarmadığını belirtiyor.
Yeni seyahat kısıtlaması, 2017’deki uygulamadan farklı olarak, daha geniş bir ülke listesini kapsıyor ve sadece Müslüman çoğunluklu ülkeleri hedef almıyor. Ancak, bazı insan hakları grupları, bu adımın yine de belirli etnik ve dini grupları orantısız bir şekilde etkileyebileceğini öne sürüyor.
Trump yönetimi, bu kısıtlamaların ulusal güvenliği artırmayı hedeflediğini belirtse de, uygulamanın detayları ve etkileri konusunda kamuoyunda netlik bulunmuyor. Bu durum, yeni seyahat kısıtlamasının, selefi gibi, yasal ve etik tartışmalara yol açabileceğini gösteriyor.
Trump’ın 2017’deki seyahat yasağı, birçok yasal itirazla karşılaşmış ve sonunda Yüksek Mahkeme tarafından kısmen onaylanmıştı. Yeni kısıtlamaların da benzer yasal süreçlerle karşılaşabileceği öngörülüyor.